Cemadât Üzerine | 1.Yazı

Dert ile başlanan her cümle, eylem ve girişimler, dertin niceliği ile orantılı biçimde gelişir. Bugün insanın dertleri basit olduğu için, cemadât dertlerine odaklanacağım. Cemadât deyince akla; ağaç, nehir, toprak vb. estetik nesneler gelir. Nitekim onların işleyişi farklıdır. Onların sadakati, cömertliği insana kıyasla hat safhadadır. Cemadât birçok kişi için cansızlık gibi gelse de... İnsanın yapmadığı, tenezzül etmediği işleyişe ve bağlılığa meftunlardır. 

Cemadât ilişkisi kusursuzdur. Nehirler denizlere bağlanır, kırılan levhalar birbirinden ayrılır, dağlar birbiri ardına sıralanır... Bizim şikayet ettiğimiz deprem, doğal afet gibi hadiseler cemadâtın işleyişi, görevi ve kulluğudur. Netice olarak kusurlu olan yine ismiyle çelişen eşref-i mahlukattır. İnsani ilişkiler minimum, ayrılık ve ayrımlar hat safhada. Velhasıl ne kadar cemadât olursak o kadar mahluk oluruz. Ne kadar mahluk olursak o kadar sözlük anlamıyla kalmış cemadât oluruz. 

Şah Camii, İran. Cemadât'ın güzelliği ve kulluğuna örnek.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ABD'nin TikTok üzerinde tahakkümü ve Türkiye'nin vahameti

Ev Her Yerde!